Yurttaş, iktidara ülkeyi, muhalefete de yereli yönetme yetkisi verdi.

Vatandaşın seçimi; Demokrasi, aynı zamanda denge.

Bütün yetkilerin aynı yerde toplanmasının önüne geçerek, karar vericilerin rotasından şaşmasını sağlamak için tercih kullanan vatandaşın iradesini hiçe saymak, elbette ki, değerleri yerle bir etmek anlamına gelir.

Ülke ekonomisi batakta iken, vatandaşın tercihi ile merkezi ve yerel yönetimler arasında diyalog ve buluşmalar gündemde iken, belediyelere kayyum atanmasının izaha muhtaç yanının bilerek, isteyerek dayatılması, toplumsal gerilime neden olmasına zemin yaratılması, kutuplaştırmayı, ayrıştırmayı tetikleyen unsurlar olarak orta yerde duruyor.

Herkes soruyor; Ne olacak bu ülkenin hali?

Ekonomi yerle bir.

Fuhuş, uyuşturucu çeteleri cirit atıyor.

İşsizlik, istihdam, açlık, sefalet gibi ekonomik krizden kaynaklı hayatın gerçekleri ile baş etmeye çalışan yurttaş topluluğunun toplumsal barış umudu, kayyum atamalarına kurban edilmiştir. Siyaseti demokratik zeminden uzak tutarak, toplumsal barışı sağlamak, uzlaşma zemini yaratmak mümkün değil.

Ortadoğu’nun alev yumağı olduğu bir dönemde, birlik, beraberlik umutlarının yeşertilmesi gereken bir süreçte kayyum atanmasının gündemleştirilmesinin altında yatan gerçekleri az çok tahmin etmekle birlikte, bu tutumun derhal gözden geçirilmesi gerektiğini, yurttaş olarak hatırlatmak durumundayız.

Her şey normal giderken, kayyum kararı bir anda mı çıktı?

Durumun böyle olmadığı anlaşılıyor.

Her şey planlanmış, ayarlanmış, programa dönüştürülmüş, zamanı gelince de düğmeye basılmış.

Mardin Büyükşehir Beliye Başkanı Ahmet Türk’ün açıklaması bu duruma ayna tutuyor.

Türk’ün, “Görüşmelerden istedikleri sonucu alamadıkları için yaptılar” cümlesi ile duruma atıf yapması, İmralı görüşmelerinin olumsuzluğuna işaret ediyor.

Kayyum atamaları, erken genel seçime işaret ediyor. İktidarın umut ettiği sonuç alınmayınca, plan işlemeye başladı. Toplum nezdinde güvenini kaybeden, inanırlığı tartışılan iktidar, kayyum kararıyla CHP ve DEM’i aynı kulvarda buluşturmak istedi. Bu plan kendi içinde doğru işliyor. CHP Genel Başkanı, Mardin’e geldi, Ahmet Türk’ün yanında yer aldı. İktidar, Cumhur ittifakı; bu yakınlaşma üzerinden söylem geliştirecek. ‘Terör yandaşları’ bir arada’ söylemleri ile seçmenin konsolide edilmesi düşünülüyor.

Bu saatten sonra tutar mı?

Tutacak gibi görünmüyor.

Saflar daha da sıklaşacak, demokrasi güçleri demokratik siyasetin yanında yer alacak gibi görünüyor.

Kayyum atamaları, Mardin, Batman, Halfeti, Esenyurt ile sınırlı kalır mı?

Muhtemelen etki alanı genişleyecek, genişledikçe toplumsal tepkinin dozu artacaktır.

Mesele, artık sadece CHP ve DEM Parti’nin meselesi olmaktan çıktı, Türkiye’nin sorunu haline geldi, gelecekle ilgili kaygıya dönüştü.

Türkiye’nin beka sorunu asıl şimdi başlıyor.